79 yaşındaki Edibe Çelik, 8 yaşında bir kitapla tanıştığı günden itibaren, hayatının merkezine okuma sevgisini yerleştirmiş bir kadın. Kitapların, yaşamında açtığı kapılar sayesinde kendini her daim geliştirmeyi başaran Çelik, geçen 71 yıllık süre içinde birçok türde kitap okuyarak kütüphanesini zenginleştirmiş. Peki, bu kadar uzun bir süre boyunca okuma aşkını nasıl sürdürüyor? İşte Edibe Çelik’in ilham verici hikayesi.
Edibe Çelik, 8 yaşında okuma yazma öğrenmeye başladığında, hemen ardından bir kitap edinmenin mutluluğunu yaşamış. İlerleyen zamanla birlikte bu, onun en büyük tutkusuna dönüşmüş. Edibe, "Anneannem bana masallar okurdu, o zamanlar kitaplara karşı özel bir ilgim vardı. İlk kitabım 'Küçük Prens' oldu ve o kitap benim için bir kapı açtı," diyor. Gözleri parlayarak anlattığı bu anı, onun kitaplara olan sevgisinin köklerinin ne kadar derin olduğunu ortaya koyuyor.
Okuma alışkanlığının hayatının her alanında bir iz bıraktığını belirten Çelik, genç yaşlarda başladığı bu tutkunun, özellikle eğitim hayatında kendisine büyük katkı sağladığını ifade ediyor. Liseyi bitirmeden önce birçok kitap okuduğunu vurgulayan Çelik, bu sayede hayal gücünün geliştiğini ve düşünme yetisinin güçlendiğini ekliyor.
Edibe Çelik, yalnızca kitap okumakla kalmamış, aynı zamanda bu tutkusunu çevresine de yaymayı başarmış. Kendi çocuklarına kitap okumayı aşılayan Çelik, tüm aile bireylerinin okuma alışkanlığı kazanması için onlara hayatın tüm güzelliklerini keşfetmeleri gerekli olduğunu anlatmış. Bugün, dört çocuğu ve sekiz torunu da onun izinden giderek kitap kurdu haline gelmiş durumda. Edibe, "Kitap okumak ya da okumamak, kişinin hayatında önemli bir yer kaplar. Bir kitabı okuduğunuzda, yeni dünyalarla tanışıyorsunuz. Okuyarak daha iyi biri oluyorsunuz," diyor.
Okuma tutkusu onu çeşitli edebi etkinliklere katılmaya da yönlendirmiş. Regionel edebiyat festivallerinde okumalar yaparak, yazarlarla tanışma fırsatı bulmuş. Bu da onu, edebiyat dünyasında daha derinlemesine yer almasına ve yeni yazarların eserlerine yönelmesine olanak tanımış. “Her kitap bir yolculuk, her sayfa yeni bir kapı. Okudukça dünyamı genişletiyorum,” diyen Edibe, hayatının her döneminde kitapların bir rehber gibi ona eşlik ettiğini belirtiyor.
Edibe Çelik’in kütüphanesi ise şöyle tarif ediliyor: "Evimin en sevdiğim köşesi. Orada sadece kitaplarım yok, anılarım var. Her kitapta bambaşka bir hikaye var." Kütüphanesi, hem geçmişe hem de geleceğe dair bir zaman tüneli gibi. Bu görünüş, onun okuma serüveninin ne kadar zengin ve kültürel olarak ne kadar derin olduğunu gösteriyor.
Okuma alışkanlığını sürdürmeye devam eden Edibe Çelik, günlük olarak birkaç saatini kitap okumaya ayırıyor. Klasik edebiyat eserlerinden şiirlere, tarihi romanlardan güncel araştırma kitaplarına kadar geniş bir yelpazede eserleri okuyarak bilgi dağarcığını her gün biraz daha genişletiyor. “Her yeni kitap bir öğrenme fırsatıdır. Öğrendiklerimi sadece kendim için değil, başkalarıyla paylaşmak için de okurum,” şeklinde ifade ediyor.
Edibe Çelik, 8 yaşında başlayan kitap serüveninin hayatına kattığı değerleri bir çırpıda sayıyor: Sevgi, saygı, hayal gücü, empati, ve en önemlisi merak. Kitaplar, ona dünyayı anlamanın ve aralarındaki insanlarla bağlantı kurmanın anahtarı olmuş. “Kitap okuyarak, farklı yaşamları anlıyor ve her gün yeni bir şey öğreniyorum,” diyor. Bu felsefe, yaşamının her döneminde ona güç vermiş ve okuma aşkını asla yitirmemesinin nedenlerinden biri haline gelmiş.
Bugün, 79 yaşında olmasına rağmen Edibe Çelik, kitap okuma tutkusunu sürdürmeye devam ediyor ve çevresindekilere de bu tutkuya teşvik ediyor. Kitapların, insanları büyüleyici bir şekilde bir araya getirdiğini düşünerek, kütüphanesine katılacak yeni eserler aramaya devam ediyor. Çelik, “Hayatım boyunca öğrendiğim en önemli şey, her zaman meraklı kalmamdır. Merak ettiğiniz sürece öğrenmeye ve keşfetmeye devam edersiniz,” diyerek, okuyucularına kitaplarla dolu bir hayatın kapılarını açıyor.
Edibe Çelik'in hikayesi, okumanın sadece bilgi edinmekle kalmayıp, insanları birbirine bağlayan, ruhu besleyen ve hayata anlam katan bir tutku olduğunu gösteriyor. Onun gibi, kitaplarla iç içe geçen bir yaşam, insanı daha iyi bir birey yapmanın yanı sıra, topluma da değerli katkılar sağlayabilir. Bu nedenle, 8 yaşında başlayan bir okuma serüveni, 71 yıl boyunca sürebilir ve hayatın en anlamlı yolculuklarından biri haline gelebilir.