Son dönemde Suriye'de yaşanan güvenlik ihlalleri ve özellikle güvenlik güçlerine yönelik düzenlenen saldırılar, uluslararası alanda büyük bir yankı uyandırdı. Bu bağlamda, altı ülke kurtarıcı bir hamle yaparak, söz konusu saldırıları kınadıklarını duyurdu. Yapılan açıklamalar, hem Suriye'nin içindeki durumu hem de bölgedeki istikrarı tehdit eden bu tür eylemlerin kabul edilemez olduğunu vurguladığı için oldukça dikkat çekici. Olayların meydana geldiği yerlerde yaşanan insan kayıpları ve maddi hasarlar, uluslararası toplumda derin bir üzüntü ve öfke yarattı.
Güvenlik güçlerine yönelik saldırılara karşı ortak bir tavır alan altı ülke, Suriye hükümetine destek mesajları vererek, söz konusu saldırıları lanetlediklerini belirtti. Yapılan ortak açıklamada, “Suriye'de güvenlik güçlerine yönelik gerçekleştirilen bu tür saldırılar, uluslararası hukuk ve insan haklarına aykırıdır. Bu tür eylemler, Suriye'nin toprak bütünlüğünü zedeler ve bölgedeki istikrarı daha da tehdit eder” ifadeleri kullanıldı. Kınama metninde ayrıca, sivillere karşı yapılan saldırıların da kabul edilemez olduğuna dikkat çekildi ve taraflara derhal ateşkes çağrısı yapıldı.
Saldırıların ardından uluslararası toplumun durumu ele alması gerektiğine vurgu yapan kınama metninde, tüm ülkelerin Suriye'nin iç işlerine müdahale etmeden, barışçıl bir çözüm için destek olmaları gerektiği ifade edildi. Altı ülkenin liderleri, Suriye'deki mevcut koşulların uluslararası güvenliği tehdit edebileceği ve bu nedenle de bu duruma karşı duyarsız kalınmaması gerektiğini vurguladılar. Suriye'de barışın sağlanması için uluslararası koalisyonların güçlendirilmesi ve desteklenmesi gerektiği ifade edilerek, “Bizler, Suriye'deki tüm tarafları diyalog ve müzakere yoluna çağırıyoruz” denildi.
Sonuç olarak, altı ülkenin Suriye'de güvenlik güçlerine yönelik saldırılara kınama mesajı göndermesi, bölgedeki sürüklenmiş tehditlerin ciddiyetine değindiği gibi, uluslararası kamuoyunun da Suriye meselesine daha fazla dikkatini çekti. Saldırılar sonrasında Suriye'nin geleceği hakkında belirsizliklerin devam etmesi, sadece Suriyelilerin değil, bölgede yaşayan tüm halkların güvenliğini tehlikeye atıyor. Bu nedenle, uluslararası alanda harekete geçilmesi ve söz konusu sorunların çözümü için etkili stratejilerin üretilmesi zaruri hale geliyor.