Türkiye’nin iklim değişikliği ile mücadelesini güçlendirmek amacıyla hazırlanan İklim Kanunu, doğa dostu politikalar geliştirilmesi ve sürdürülebilir bir gelecek için önemli bir adım olarak öne çıkıyor. Mevcut gelişmeler ışığında İklim Kanunu'nun yasalaşıp yasalaşmadığı, resmi gazetede ne zaman yayımlanacağı ve bu yasalar çerçevesinde 2025 yılında yapılacak düzenlemeleri merak edenler için kapsamlı bir değerlendirme sunacağız.
İklim Kanunu, ülkelerin iklim değişikliği ile mücadele etme yükümlülüklerini düzenleyen hukuki çerçeveyi oluşturur. Bu yasalar, sera gazı emisyonlarının azaltılmasına yönelik hedefler belirler ve çevresel sürdürülebilirlik hedefleri çerçevesinde hayata geçirilmesi gereken politikaları tanımlar. Türkiye, Paris İklim Anlaşması'na taraf olarak, bu anlaşmanın belirlediği hedefler doğrultusunda kendi İklim Kanunu’nu geliştirmek için çalışmalara başlamıştır. Kanun, enerji verimliliğini artırmayı, yenilenebilir enerji kaynaklarına geçişi teşvik etmeyi ve karbon salınımını azaltmayı amaçlamaktadır. Bu çerçevede, özellikle sanayi, ulaşım ve inşaat sektörlerinde köklü reformlar gerçekleştirilmesi planlanmaktadır.
İklim Kanunu’nda belirlenen 2025 hedefleri, Türkiye'nin sera gazı emisyonlarını 2030 yılına kadar önemli ölçüde azaltma taahhüdü ile bağlantılıdır. İlk adım olarak, ülkedeki enerji tüketiminin yüzde 40'ının yenilenebilir kaynaklardan sağlanmasının hedeflenmesi dikkat çekiyor. Bu hedef, hem enerji güvenliğini sağlamak hem de çevre dostu enerji sistemlerine geçiş için kritik bir öneme sahiptir. Ayrıca, enerji verimliliği artırma stratejileri ile sanayi tesislerinde ve konutlarda gerçekleştirilen iyileştirmelerle beraber enerji tasarrufu sağlamak da hedeflenmiştir.
İklim Kanunu’nun bir diğer önemli maddesi, karbon ticareti ve karbon ayak izinin izlenmesi ile ilgili düzenlemeleri içermektedir. 2025 itibarıyla, karbon salınımlarının net bir biçimde izlenmesi, şirketlerin sürdürülebilirlik raporlaması yapmaları ve emisyon azaltım hedeflerine ulaşmaları beklenmektedir. Bunun yanı sıra, enerji tüketiminin azaltılması amacıyla yeşil finansman modellerinin teşvik edilmesi de önemli bir yer tutmaktadır. Çevre dostu yatırımların artırılması ve sürdürülebilir projelerin desteklenmesiyle, ekonomik büyümeye de katkı sağlanması öngörülmektedir.
İklim Kanunu, doğrudan veya dolaylı olarak birçok sektörü etkileyecektir. Örneğin, ulaşım sektöründe daha az karbon salınımı yapan araçların teşvik edilmesi ve elektrikli araç altyapısının geliştirilmesi planları yapılmaktadır. Bunun yanı sıra, tarım alanında da sürdürülebilir tarım uygulamalarını benimseyen çiftçilere çeşitli destekler verilecek ve bu alanda yapılan projelerin önceliklendirilmesi sağlanacaktır.
Bazı tartışmalar ve revizyon süreçleri sebebiyle, İklim Kanunu’nun yasalaşma süreci belirsizliklerle doluydu. Ancak son dönemlerde hükümetin, iklim değişikliği ile mücadeleye verdiği önemin artmasıyla birlikte, İklim Kanunu’na dair gerekli adımlar alınmaya başlandı. İlgili mevzuatların hazırlanması ve mecliste görüşülmesi süreçleri hızlandı. Kanun, ilgili tüm paydaşlarla yapılan istişarelerin ardından meclis gündemine alınmış ve son oylama işlemleri gerçekleştirilmiştir. Geçtiğimiz günlerde İklim Kanunu’nun resmi gazetede yayımlandığına da dair haberler gelmeye başladı.
İklim Kanunu ile birlikte, çevre bilincinin artırılması, topluma yerleşmesi ve tüm bireylerin bu konuda sorumluluk alması hedeflenirken, yasa ile uyumlu uygulamaların da yürütülmesi sağlanacaktır. Öngörülen hedeflere ulaşabilmek için her kesimden birey ve kuruluşların katkıda bulunması beklenmektedir. Sürdürülebilir bir dünya için denetim mekanizmaları da güçlendirilecek ve bu süreçte karşılaşılan zorlukların üstesinden gelinmesinde yardımcı olacak çeşitli sistemler geliştirilmesi sağlanacaktır.
Sonuç olarak, İklim Kanunu’nun getireceği yenilikler ve hedefler, Türkiye’nin iklim değişikliği ile mücadelesinde kritik bir rol oynamaktadır. Bu yasanın uygulanabilirliği, toplumda oluşturulacak farkındalık ve iş birliği ile doğrudan ilişkilidir. Hep birlikte daha yeşil ve sürdürülebilir bir gelecek için mücadele etme zamanı.