Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA), son yaptığı açıklamada, İran'a yönelik nükleer izleme faaliyetlerini durdurma kararı aldığını bildirdi. Bu karar, dünya üzerinde geniş yankı bulurken, aynı zamanda uluslararası diplomasi arenasında da yeni bir dönemin başlangıcını işaret ediyor. Iran'ın nükleer programına dair endişeler, artıran bu adım, birçok uzmanın dikkatini çekerken, bölgedeki güvenlik dengelerini de sorgulama noktasına getirdi.
UAEA’nın İran’a yönelik faaliyetlerini durdurma kararının arkasında birkaç sebepten söz edilebilir. Öncelikle, İran ile yapılan nükleer anlaşmanın (JCPOA) sağladığı şeffaflık ve denetleme mekanizmalarının zamanla işlemez hale gelmesi, ajansın bu adımı atmasında önemli bir faktör oldu. İran’ın nükleer tesislerine giriş yapan uzmanların sayısındaki azalma ve kontrol mekanizmalarının etkinliğinin kaybolması, ajansın artık sonuç alıcı bir izleme yapamayacağı kanaatine varmasına yol açtı.
İkinci bir sebep ise, İran’ın uranyum zenginleştirme faaliyetlerini artırması ve bu süreçte uluslararası yükümlülüklerini ihlal etmesi olarak gösterilebilir. 2023 yılı itibarıyla İran, uranyumunu %60 seviyesinde zenginleştirerek, nükleer silah üretimi kapasitesini arttırmış durumda. Bu durum, UAEA'nın ne denli zayıf bir duruma düştüğünü gözler önüne seriyor.
UAEA'nın İran'daki faaliyetlerini durdurması, yalnızca nükleer güvenlik açısından değil, aynı zamanda bölgesel güvenlik dinamikleri açısından da tehlike arz ediyor. İran’ın nükleer kapasitesinin artması, bölgedeki diğer ülkeler için bir tehdit oluştururken, bu durum silahlanma yarışlarını da tetikleyebilir. Özellikle, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkeler, İran’ın artan nükleer yetenekleri karşısında kendi savunma stratejilerini gözden geçirmek zorunda kalabilirler.
551. sonrasında, bölgedeki ülkelerin İran ile olan ilişkileri de gerileme eğiliminde olabilir. Ülkeler, nükleer programını geliştiren İran'a karşı daha sert bir tutum benimseyebilir ve bu da diplomatik ilişkilerin zayıflamasına yol açabilir. Özellikle ABD’nin İran’a karşı uyguladığı yaptırımların sıklaştırılması durumunda, Tahran yönetiminin uluslararası toplum ile olan ilişkilerinin daha da gerginleşmesi kaçınılmaz gözüküyor.
UAEA’nın bu kararının ardından, İran yönetimi de karşılık olarak, ajansın kararını siyasi bir hamle olarak nitelendirerek eleştirmiştir. İran Dışişleri Bakanlığı, UAEA'nın kararının, Batı'nın nükleer müzakereler sürecindeki manipülasyonlarından biri olduğunu vurguladı. Bu durum, taraflar arasında artan gerilimleri daha da yükseltebilir ve krizin derinleşmesine neden olabilir.
Sonuç olarak, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın İran'daki faaliyetlerini durdurması, dünya genelinde nükleer güvenlik konularını derinlemesine sorgulattığı gibi, bölgedeki güç dengelerini de yeniden değerlendirmeye tabi tutuyor. Uzmanlar, bu durumun sadece İran ile sınırlı kalmayacağını, diğer ülkelerin de nükleer kapasitelerini artırma yoluna gidebileceğini belirtiyorlar. Aksiyonların somut sonuçlarını gördüğümüz günlerde, diplomasi ve iş birliği, daha fazla ön plana çıkacaktır. Tüm gözler ise, önümüzdeki günlerde neler olacağına çevrilmiş durumda.