2023 yılı, tarımcılık tarihinde unutulmaz bir dönüm noktası olacak. Yüzyılın don olayı olarak adlandırılan bu iklim felaketi, yoğun kış şartları ve ani soğumalarla, birçok tarımsal ürünü adeta yok etti. Özellikle bahar aylarının gelmesiyle canlanan tarım arazileri, beklenmedik bir şekilde yaşanan don olayları sonucunda neredeyse tamamen boş kaldı. Bu durum, çiftçilerin umutlarını bir kez daha yeşermesini engelledi. Ancak tüm bu olumsuz gelişmelere rağmen, tarlalarda yalnızca bir elma ağaçtı yetişmeyi başardı fakat o da çürük olarak çıktı. İşte detaylar!
Yüzyılın don olayı, Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde özellikle meyve ve sebze üretimini ciddi şekilde etkilemiş durumda. Ülkenin tarım cennetlerinden biri olarak bilinen Ege Bölgesi'nin birçok kentinde yaşanan soğuk hava, yüzlerce dönümlük tarım arazisinin boş kalmasına sebep oldu. Çiftçiler, ürün yetiştirmek için verdikleri emeklerin heba olduğunu görmekte. Zira, mart ve nisan aylarında meyve ağaçlarının çiçek açmasını beklerken, bu soğuk hava dalgası birçok ağacın iflasına yol açtı. Çiftçilerin büyük bir kısmı, borçlarını ödeyebilmek için çareyi başka ürünlerde aramaya başladı, ancak sadece bir çürük elma tarih boyunca bu kadar acı bir ironiyi temsil edebildi.
Bütün bu olumsuzluklar ışığında tarım sektöründe, iklim değişikliğinin etkileri daha yakından hissedilmeye başlandı. Uzmanlar, bu tür şiddetli iklim olaylarının gelecekte daha sık yaşanabileceği uyarısında bulunuyor. Çiftçilerin, tarım uygulamalarını modernize ederek ve yeni iklim koşullarına uyum sağlayarak, bu tür felaketlere karşı daha dirençli hale gelmelerinin yollarını bulması gerekiyor. Nitekim, yüzyılın don olayı, sadece tarım sektörünü değil, aynı zamanda gıda güvenliğini ve ekonomiyi de tehdit ediyor. Çiftçilerin yaşadığı kayıpların yanı sıra, tüketiciler de artan fiyatlar ve azalan ürün çeşitliliği ile yüzleşmek durumunda kalacaklar.
Bu şartlar altında, tarım sektörünün geleceği için alınması gereken önlemler ve yapılması gereken yatırımlar daha da önem kazandı. İklim değişikliği ile savaşırken, aynı zamanda yerel ekonomik savunmamızı da güçlendirmeliyiz. Özellikle çürük bir elmanın sadece tat açısından değil, aynı zamanda tarım sektöründeki acı gerçeği temsil etmesi göz önüne alındığında, çiftçilerin kaderinin değişimi için harekete geçmeleri gerekmekte. Ancak geçmişte yaşanan bu benzeri olaylar, tarım biliminin ne denli önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Özetle, bu yüzyılın don olayı, yalnızca bir çürüme hikayesinin yanı sıra, tarımda bir devrim yapmak için de fırsatlar sunabilir.